Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi, Ankara’nın Başkent Oluşunun 97. yıldönümünde Ankara söyleşisine ev sahipliği yaptı.

“Meçhul Seyyahların Ankara Fotoğrafları, 1933 Ankara’sı, Törenler ve Günlük Hayattan Kesitler” fotoğraf sergisi ışığında Ankara sokaklarını, siyasal ve sosyal dönüşümü anlatan panelistler “Ankara Bir Unvandır” sözünde birleştiler.

Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi, Atatürk’ün Ankara Hemşehriliğini kabulünün 98. yıldönümünde açılan “Meçhul Seyyahların Ankara Fotoğrafları, 1933 Ankara’sı, Törenler ve Günlük Hayattan Kesitler” sergisinin ardından 13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşunun yıldönümünde de bir açık hava söyleşisine ev sahipliği yaparak pandemiye rağmen kent ve sanat çalışmalarında bir adım daha attı.

Sınırlı sayıda izleyiciye izin verilen açık hava etkinliğinde Güven Dinçer, Gökçe Günel, Uğur Kavas ve Erman Tamur Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne “Türkiye’nin Kalbi Başkent Ankara”yı anlattılar. Zülfü Livaneli Kültür Merkezi Mutluluk Sergi Salonu’nda açılan “Meçhul Seyyahların Ankara Fotoğrafları, 1933 Ankara’sı, Törenler ve Günlük Hayattan Kesitler” sergisi ışığında söyleşisini sürdüren Erman Tamur, Ulus Meydanının ilk yapılanması ve Hakimiyet-i Milliye olarak adlandırılmasından günümüze uzanan yaşanmışlıklarını, Ankara Kalesi çevresinden Samanpazarı’na Cebeci Çayırına uzanan aksta yaşanan planlama değişiklikleri ve sosyal yaşama etkilerini anlattı.

Panelist Gökçe Günel, Mustafa Kemal Atatürk’ün Le Temps Gazetesi yazarı Mme. Gaulis’e 1921 yılında verdiği röportajda “Siyasi başkentimiz Anadolu’nun ortasında kalacaktır. Batının ve doğunun temsilcileri bizimle bu başkentte temas edeceklerdir. Bu başkentte her türlü diplomatik meseleler görüşülecektir. Bu Başkentte memleketin iç ve dış politikası idare edilecektir. Bu Başkentte milletin sinesinden doğan hükümet çalışacaktır” dediğini hatırlatarak Ankara’nın Başkent oluşunun bir tesadüf olmadığını ve çok önceden planlandığını aktardı. Savaş sürerken bile Ankara’da çok sayıda kültür sanat etkinliği gerçekliştirildiğinden söz eden Günel, Cumhuriyetin ilk 10 yılında Ankara’nın imar çalışmalarından, kendine özgü Başkent mimarisinin gelişiminden söz etti.

Fotoğraf sanatçısı Uğur Kavas, Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarında Rus sinemacılar tarafından çekilen ve Atatürk’ün talimatıyla okullarda, meydanlarda, kışlalarda izlettirilen bir bölümü kaybolup bir bölümü de “Türkiye’nin Kalbi Ankara” adıyla günümüze ulaşan filmin öyküsünü anlattı. Kavas, uzun bir süre kaybolan ve yeniden ortaya çıktığı 1967 yılında yeni kurulan TRT Ankara Televizyonunda yayınlandıktan sonra yasaklatılan filmin kaybolan bir bölümünde yer alan İsmet İnönü’nün açılış konuşmasının ses kaydını izleyicilere dinletti.

Ankara Vakfı eski Başkanı Güven Dinçer ise Cumhuriyetin 10. Yılında Gündelik Hayat ve Anılar başlıklı söyleşisinde “Ankara Bir Unvandır” diyerek Ankaralılığın Atatürk tarafından da farkedilen bir geçmişi olduğunu Anadolu’nun ortasında yaşayan tüm uygarlıkların içinde hep farklı olduğundan, tarihte kurulan Ankara Cumhuriyetinin özünün yıllarca yaşatıldığından söz ederek Cumhuriyet’ten kalan pek çok tarihi mekanın hafızalardan ve anılardan silinmek istendiğine vurgu yaptı.

Pandemi döneminde açık havada gerçekleştirilen söyleşinin devamını dileyen panelistler, Çankaya Belediyesi’ne teşekkür ederek Ankaralıları sergiyi izlemeye davet ettiler.

Söyleşiye ışık tutan “Meçhul Seyyahların Ankara Fotoğrafları, 1933 Ankara’sı, Törenler ve Günlük Hayattan Kesitler” sergisi Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi Mutluluk Sergi Salonu’nda açılan sergi, 1 Kasım tarihine kadar Ankaralı sanatseverleri bekliyor.